Eski Tarih

Tımar Sistemi Nedir? Tımar Sisteminin Özellikleri ve Faydaları

Osmanlı Devleti himayesinde uygulanan tımar sistemi kapsamında imparatorluk fethetmiş olduğu yeni toprakları yeniçeriler ve Sipahiler arasında geçici bir şekilde paylaşılmış, tımar sisteminin Osmanlı Devleti’nde yerine getirilmesinin en önemli nedenleri arasında ise refah seviyesini yükseltmek ve devletin önemsediği yayılmacı politikanın sürekliliğini sağlamaktır.

Tımar Sistemi Nedir?

Tımar sistemi, Osmanlı İmparatorluğu açısından mahalli konudan mantıklı bir yöntemdir. Bu nedenle Osmanlı Devleti’nin hazinesini genişletmek amacıyla yeni kaynaklar oluşturması ve devletin askerlerinin maaşları açısından harcamış olduğu paradan kurtulmasının sağlaması faydalarını sağlar. Bu sistemin, diğer taraftan bakıldığında, devletin önemsemiş olduğu yayılmacı politikayı da destekler niteliktedir. Tımar sistemi aracılığı ile hem Osmanlı Devleti bünyesinde bulunan asker sayısı çoğalmış ya Hem de yeni ele geçirilen Topraklar devletin kontrolü altında Türkleşme faaliyetlerini hizmet etmiştir.

Tımar sisteminin uygulanması durumu aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin himayesinde bulunan topraklardan feodal sistem yerini daha çok padişah otoritesinin Merkezi bir hal almasına da aracılık etmiştir. Tımar sistemi kapsamında Tımarlı sipahileri atanmış olan toprakların içerisinde bulunan kullanılmayan arazilerin ve tarım arazilerinin, ormanların orada yaşayıp da çalışan insanların ve sorumluluğu ve kontrolü altına alınmasıdır.

Tımar Çeşitleri Nelerdir?

Osmanlı Devleti zamanında uygulanan tımar sistemi ile ilgili yöntemler daha çok 3 mantık çerçevesinde yönetiliyor.

Miri topraklar

Genel itibariyle Miri Topraklar, mülk olarak Osmanlı Devletine aittir fakat yönetim ile sorumlulukları ” Dirlik adı altında Osmanlı Devleti’nin devlet büyüklerine ve askerlerine verilirdi. Miri toprakların da kendi içerisinde 3 değişik çeşidi vardır.

Zeamet

Zeamet toprakları yetki dediğim daha çok atabeylere, çavuşlara ve defterdar statüsündeki kişilere verilirdi. Senede sağlamış oldukları gelir daha çok 20 bin ile 100 bin arasında olurdu.

Has

Has toprak olarak nitelendirilen bu yerlerin konserleri daha çok üst düzey devlet adamlarına verilirdi ve senelik bir şekilde bu topraklardan elde edilen gelir 100 bin akçeyi aşardı.

Tımar

Osmanlı Devleti’nin hizmetinde faaliyet gösteren bazı askerlere ve devlet adamlarının hizmetine verilirdi. En küçük Dirlik çeşidi olarak biliniyor. Tımar topraklarından elde edilen gelir 1 sene içerisinde 3 bin ile 20 bin akçe arasındadır. Bu topraklarda kendi arasında üç bölüme ayrılır.

Hizmet tımarı

Hizmet tımarı olarak bilinen Topraklar daha çok sarayda faaliyet gösterenlerin ve Hatip olarak bilinen kişilerin bir bölümüne verilirdi.

Vakıf topraklar

Daha çok sosyal ve dini bir maksat ile oluşturulmuş kurum ve vakıflara tahsis edilirdi.

Mülk topraklar

Bu topraklar genellikle herhangi bir saray ya da kuruma ait bulunan ve Topraklar değildir, kişilere Has olarak atanan Topraklardı.

Tımar Sisteminin Özellikleri Nelerdir?

Köylü vatandaşlar, genel itibariyle Osmanlı Devleti’ne ödemeleri gerekli olan vergi tutarlarını tımar sahiplerine verirdi. Alınmış bu vergilerle Tımarlı Sipahiler güçleri yettiği kadar cebelü yetiştirilirdi.

Tımar sahipleri Diğer taraftan da, cebelü yetiştirmenin yanında aynı zamanda onlara verilmiş olan toprakların güvenliklerini korumakla da görevliler, Eğer ki Barış durumu var ise Tımarlı Sipahiler sefere gitmemelerine rağmen yine aynı şekilde çiftlik ile ilgilenerek devletin üretimini gerçekleştirmeye katkıda bulunmak zorundaydılar.

Tımarlı Sipahilere verilmiş olan bu toprakların herhangi bir amaç doğrultusunda köylü vatandaşlara satılması ya da el değiştirmesi kesinlikle yasaktır. Tımarlı sipahilere verilen bütün bu topraklar devletin malıydı. Tımarlı sipahi kapsamında verilen Topraklar, yoksulluk durumuna izin verilmemesi açısından köylülere eşit bir biçimde dağıtılmaya Özen gösterilirdi.

Burada yaşayan köylüler, çalışmaları icap ettiği kadar faaliyet göstermez ise kendilerine verilmiş olan bu tımar toprakları devlet aracılığı ile kendilerinin geri alınır da yine aynı şekilde köylülerin topraklarını terk edip gitmesi de kesinlikle yasak kılınmıştı. Tımar toprağı verilmiş bulunan her biri Sipahi, aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin emrine göre faaliyet göstermek zorundaydı. Eğer ki bir tımarlı sipahi yerine getirmesi gereken bir vazifeyi ihmal eder ya da yerine getirilmez ise kendisine verilmiş olan bu topraklar kendisinden geri alınıp bir başkasına verebilirdi. Yoksa aynı durumda Savaş ya da Fetih zamanlarında da yetiştirmiş oldukları cebelü ile beraber sefere katılmaya mecburdurlar.

Peki, Cebelü Nedir?

Cebeli olarak nitelendirilen askerler, Tımarlı Sipahiler aracılığı ile geliştirilen, yetiştirilen, üretimde kullanılan, Savaş durumunda ise savaşa katılan askerlerdi. Tımar sahipleri bir sene boyunca tımar topraklarından elde etmiş oldukları geri izin 3 bin akçesini kendileri açısından ayırabiliyor diye, geri kalan akciğerler ise her 3 bin akçe açısından bir adet cebelü yetiştirme zorunlulukları mevcut. Eğer ki sefere çağırırlarsa yetiştirdikleri cepheliler ile beraber aynı şekilde sefere katılmak zorundaydılar.

Tımar Sisteminin Sağladığı Avantajlar Nelerdir?

l Tımar uygulaması Diğer taraftan bakıldığında, O dönemlerde Osmanlı Devleti’nin benimsemiş olduğu yayılma politikasına da hizmet ediyordu.

l Devlet, Tımar sistemini benimseyerek finansal hazinesini dolduracağı yeni üretim kaynakları geliştirirdi

l Tımar sistemi uygulaması aracılığı ile tarıma elverişli olan Topraklar Kesinlikle boş kalmazdı, devamlı değerlendirirdi. Bu durum devletin üretim kaynaklarının sürekli işlemesi anlamına geliyordu.

l Tımarlı sipahilerin yükümlülükleri arasında devletin güvenliğini sağlamak olduğu için tımar topraklarında güvenlikçi Böylelikle sağlamaya çalışırdı.

Tımar Sistemi Ne Zaman Ve Niçin Kaldırıldı?

Tımar sisteminin çökmesi, 4 Murat zamanına denk geliyor. 17. Yüzyıl civarlarında tımar sistemi bağlamında bulunan Topraklar eşit bir şekilde dağıtılmak Tan çıkmış, Bu sistemin içerisini rüşvet girmiş ve pek çok büyük bir etkiye sebep olmuştur. Böyle olması sebebiyle tımar sistemi üzerinde bulunan Merkezi otorite giderek zayıflamaya başlamıştır. Tımarlı bir şekilde faaliyet gösterilen ve toprakların dağıtılma sürecinde bulunan adaletsizlikler artış gösterdikçe hakkını aramaya başlayan dirlik sahipleri bu sisteme zarar vermiş, seneler boyunca devam eden bu çökme, bozulma ve dağılma süreci giderek hızlanmıştır. Nihayetinde haksızlığa uğrayan dirlik sahipleri çeşitli isyanlara kalkışmışlar.

Diğer taraftan konuya bakıldığı zaman, Avrupa’da ateşli bir şekilde kullanılan silahların etkin bir şekilde yayalım göstermesiyle beraber tımar sistemi ve Tımarlı Sipahiler artık önemini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Bütün bu sürecin nihayetinde 1839 senesindeki Tanzimat Fermanı ile beraber tımar sisteminin tarihteki yeri resmen artık son bulmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir