HATAY BENİM ŞAHSİ MESELEMDİR
İnsanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri Hatay. Burası farklı inançların farklı medeniyetleri koynunda barındırmış kardeşliğin şehridir. Anadolu’dan Ortadoğu’ya açılan bir kapıdır. Osmanlı topraklarında petrolün bulunduğu ilk yerdir. Her şeyden öte Mustafa Kemal Atatürk‘ün uğruna canını verdiği burası için “Hatay benim şahsi meselemdir” dediği yerdir. İşte Atatürk’ün stratejik öngörüsü, kararlı, onurlu, istikrarlı dış politikası olarak gördüğü HATAY DESTANI….
Hitit, Urartu, Persilina hakimiyetinden sonra Makedonya kralı İskenderiye ele geçirdi bu toprakları. Hatay’da bulunan İskenderun ilçesinin adı da buradan gelir. Büyük İskender ölünce komutanlarından birisi buraya babası “Antiokhos” ismini verir. Hatay’ın merkez ilçesi olan Antakya’nın isim de buradan gelir. Antik çağda Antakya, kısa sürede büyüyerek Dünya’nın en büyük üçüncü şehri olur. Roma dağılınca da Bizanslılara kalır. Antakya uzun süre Haçlı orduları ile, Müslüman orduların mücadelesinde sık, sık el değiştirir. 1516 yılında ise, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında, Osmanlı hakimiyetine girer. tam 402 yıl boyunca Osmanlı devletinin hakimiyetinde kalır.
1917 yılına gelindiğinde ise, İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edilir. Sonrasında Mustafa Kemal Atatürk’ün, emekleri ile Ana Vatan’a katılır. Şimdi bandı geri saralım yıl 1905. Mustafa Kemal Harp Akademisi’nde okuyor. Osmanlı İmparatorluğu dağılma döneminde, ardı ardına çıkan isyanlar, savaşlar, kaybedilen topraklar ve en önemlisi 1789 Fransız ihtilalinin milliyetçilik rüzgarı. Mustafa Kemal daha 24 yaşında iken, Akademi de birçok arkadaşını Vatan, Hürriyet bağımsızlık gibi konularda aydınlatmaktadır.
Savaşlar ve İsyanlar ile zor bir duruma düşen memleketin geleceğinden endişe ettiğini anlatır. Osmanlıyı kuşatmaya çalışan batı devletlerine baş kaldırmaktadır. Arkadaşlarına konferans niteliğinde konuşmalar yapar. Fikirlerini subay öğrencilerine daha fazla duyurmak için arkadaşlarını öğütleyerek gizli bir dergi çıkarır. Memleketin sorunlarını yönetimin hatalarını eleştirir. bu dergi öğrencilerin arasında elden ele dolaşmaya başlar. Namı gittikçe yayılınca, okulda gazete çıkararak, gizli toplantılar yapmak, padişaha karşı gelmek suçundan tutuklanarak zindana atılır. Okul müdürü Rıza Paşa‘nın ısrarları ile, birkaç ay sonra serbest bırakılır kurmay yüzbaşı rütbesi ile Şam’da bulunan 5. kolorduya tahin edilir.
Aslında bu bir sürgündür. onun bu topraklar ile tanışması işte bu olaylara dayanır. Mustafa Kemal’e göre imparatorluğu Osmanlı devleti politikası ile ayakta kalması artık mümkün değildir. Fransız ihtilalinin dünyadaki etkilerini iyi analiz etmiş ve ileride olacakları sezmiştir. Bu fikirlerini de sık sık dile getirir. Mustafa Kemal‘in davası, yıkılmak üzere olan bir imparatorluktan bir Türk devleti çıkarmaktır. Osmanlı İmparatorluğunun sınırlarından ziyade, bir ülkenin kendi gücünü, silahlı kuvvetlerinin, devletin gücünün gerçek sınırları ne kadardır. İşte Mustafa Kemal sürekli bu soruyu düşünür. Olması gereken Türk devletinin sınırlarını kafasında o zaman çizmiştir. Batı ve Doğu Trakya bizde kalmalı.
Edirne vilayeti Sınırı kuzeye, Bulgaristan içlerine doğru genişlemeli, Arnavutluk bağımsız olmalı, Anadolu kıyılarına yakın aralar bizde kalmalı. Güneyde Hatay, Halep, Musul bizim olmalı. Geri kalan yerler araplara terk edilmelidir. İşte Mustafa Kemal misak-i milli sınırlarını ta o zamandan belirlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu daha önce kaybettiği topraklarını geri alabileceğini düşünerek Almanya’nın yanında 1. dünya savaşına girmeye hazırlanıyordu. Atatürk bu fikre karşıdır. Daha harp başlamadan önce bir mektubunda şunları yazar.” Hiçbir hazırlığımız olmadan, acele ile bu harbe de sürüklenecek olursak, Anadolumuz, boğazlarımız ve 500 yıllık Türk İstanbulumuz muhakkak tehlikeye girer. Bu sefer tek kelime ile Türklüğümüz mahfolur.” dediği de olur. Osmanlı Devleti ağır bir yenilgiye uğramaktadır.
Çanakkale’ye İngiliz ve Fransız gemileri ile düzenlenen harekat esnasında İngiliz komutanı Chircill İskenderun körfezine de bir çıkarma yapar. Ama Türk ordusunu fazla hafife almıştır. Türk askerinin Çanakkale de destansı direnişini gören İngiliz ve Fransızlar her türlü hazırlığı yapmış olmalarına rağmen 2. bir operasyon fikirlerinden vazgeçerler. İskenderun’a çıkarma planı böylelikle rafa kalkar. 6 Kasım günü İskenderun’a çıkarma yapan İngiliz gemilerine sahilden top atışı ile karşılık verilir. Mustafa Kemal Paşa’nın sert itirazları karşısında İstanbul Hükümeti antlaşmaya karşı gelmesin diye Mustafa Kemal’in komuta ettiği Yıldırım ordularını bitirmeye çalışır. Atatürk için HATAY artık namus meselesidir. Hataya girmek ister. Hükümetin kendisini hain ilan etmesine karşın davasından vazgeçmez onun için tek bir şey vardır. Hatay’ı Türk haritasında görebilmek. Kanlı geçen savaşlar sonucunda sahilde günlerce devam eden savaşta Hatay Türk topraklarındadır.
EDİTÖR : TOLGA TAŞCI