MOĞOL HÜKÜMDARI
Eski Tarih sayfası olarak Moğol Hükümdarı Efsane Komutanlarımızdan olan Cengiz Han’ın hayatını sizler için derledik. Gelin bu Hükümdarımızın hayatına hep beraber göz atalım;
1162 Yılında Onor nehri kıyısında bir çocuk dünyaya geldi. Doğduğunda avucunun içinde kan vardı. Kabilenin Şamanı bunun tanrılar tarafından gönderilen bir işaret olduğunu ve bu çocuğun çok büyük bir hükümdar olacağını söylemişti. Bütün dünyanın düzenini ve kaderini değiştirecek bu çocuk Cengiz Han’dan başkası değildi. Fakat bu küçük çocuğun Cengiz Han olması o kadar kolay olmadı. Cengiz Han lakabı kendisinin bütün Moğolistandaki kabileleri tek bir çatı altında topladıktan sonra kurultay tarafından verilmiştir.
Doğduğunda babası ona Timuçin adını vermişti. Babası düşman bir kabile olan Tatarlar tarafından zehirlenerek öldürüldüğünde Timuçin henüz 10 yaşındaydı. Kabiledeki insanlar 10 yaşındaki bir çocuğun liderliğini kabul etmedi. Timuçin’i annesini kardeşlerini ölüme terk ederek, onları kendi kabilesinden sürdüler. Moğolistan’ın acımasız bozkırlarında kaçarak ve saklanarak hayatta kaldılar. Daha küçücük bir çocuk iken, avladıkları hayvanı paylaşmak istemeyen üvey kardeşi, bekter’i öldürdü. 16 yaşına geldiğinde daha önceden yaptıkları bir anlaşma sayesinde on kırat kabilesinden Börte ile evlendi. Bu Timuçin’e siyasi bir güç sağlamıştı. Ama Bozkırdaki Moğol süvarileri için tek bir kural vardı. Güçlü olan istediğini alır.
Merkid kabilesinin baskını ile Börte kaçırıldı. Timuçin ise, kaçarak hayatını zor kurtardı. O dönemlerdeki Moğol tarihçileri tarafından yazılmış Moğolların gizli tarihi adlı eserde Timuçin şöyle demiştir; “Karımı kaçırıyorlardı. Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Kaçmalıydım çünkü ancak bir aptal kazanamayacağı bir savaşa girer” kısa zaman içerisinde ordu toplayıp Merkid kabilesine bir saldırı düzenledi. Ve Merkidleri yerle bir edip, karısı börteyi kurtardı. 20 yaşına geldiğinde bütün Moğolistan’da saygı duyulan ve tanınan bir komutan olmuştu.
Moğolistanda ki kabileleri bir bir kendi bayrağı altında birleştirdi. 1206 yılına gelindiğinde Moğolistanda birlik sağlanmıştı. Moğol kabileleri tek çatı altında toplanmış ve Timuçin adı yerini ulu kağan anlamına gelen Cengiz Hana bırakmıştı. Cengiz Han’ın en büyük ideali dünyayı fethetmekti. Bu hayalini gerçekleştirmeye Çin ile başladı. Fakat karşılarına beklemedikleri bir şey çıktı. Çin Seddi. Cengiz Han çok akıllıca ve basit bir hamle yaptı. Kuzeyden Çin Seddi’nin etrafından dolaştı. Çin’in içlerine kadar girdi. 9 yıllık bir süre içerisinde bütün Çinlilere diz çöktürdü. Cengiz Han burada büyük kıyımlar yaptı. Eski Çin nüfus sayımlarına bakıldığında bu dönemde Çin nüfusundan milyonlarca kişi eksilmiştir. Daha sonra gözünü batıya dikti.
Herzem şah devletine gönderdiği elçilerin sadece kafası geri dönünce hiç düşünmeden batıya sefere çıktı. Moğol elçilerinin başına vurduran Herzem şah valisini canlı olarak istedi. Canlı olarak yakalanan valinin, aleme ibret olsun diye ağzına eritilmiş gümüş dökerek öldürdü. Kendisine boyun eğen ve isteklerini kabul eden devletlere merhamet eden ve dokunmayan Cengiz Han, hükümdarlığını kabul etmeyen devletlere hiç acımıyordu. Cengiz Han’ın gazabı merhametinden büyüktü.
Nişabur şehri kuşatmasında oğlu okçular tarafından öldürülünce askerlerine, şehirde kimseyi canlı bırakmamalarını emretmiş, böylelikle şehirde yaşayan insanları, kedileri, köpekleri bile öldürtmüştür. Tarihçilerin yazdıklarına göre burada yaşayanların yüzde yetmiş beşinden fazlası ölmüştür. Bu rakamın bir milyondan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Taş üstünde taş bırakmayan ve tüm şehri yakan Moğollar çekildiğinde oradan geçen kervanların anlattığına göre, insna cesetlerinden dağlar kilometrelerce uzaklıktan görülebilmekte, kokuları tüm coğrafyaya yayılmaktaydı. Yerler ise çürümüş insan yağları ile kaplanmıştı. Bunlar her geçen gün kulaktan kulağa yayılıyor ve moğol korkusu her geçen gün artıyordu.
Editör : Tolga TAŞCI